Andrea Vanzo: Pandemi Döneminde Yükselen Müzik Fenomeni
Esra Kara – Zorluklar insanların hayal gücünü geliştirir. Kovid 19 pandemisi tüm dünyanın hep beraber yaşadığı en büyük zorluklardandı. Sanatçılar tüm engelleri aşıp üretmek için pek çok farklı yöntem geliştirdi. Teknoloji ve sosyal medya bu anlamda pek çok isim için çıkış noktası oldu. İtalyan besteci Andrea Vanzo pandemi zamanında sosyal medya platformlarından yayınladığı videolarla adını dünyaya duyurdu. Besteleri ve kliplerinden oluşan “Intimacy” projesini sayısı her geçen gün artan takipçileriyle paylaştı. Andrea Vanzo’nun şu anda bir milyonun üzerinde takipçisi var. Geçen yıl şubat-mart aylarında Londra, Paris, Berlin, Milano, Madrid, Barselona’yı kapsayan Avrupa turnesine çıktı. Vanzo’yla bir araya gelip müzik fenomeni olmayı konuştuk.
– Sosyal medyada müzik fenomeni olarak popülerlik kazandınız. Bu noktaya ulaşacağınızı tahmin ediyor muydunuz ?
Solo müzik projemi başlattığımda pandemi dönemindeydi. Her şey durduğu için düşünmek için zaman buldum ve hem kişisel hem de müzikal olarak çok olgunlaştım. O süreçte herkes gibi evde otururken müziğimi başkalarına ulaştırmanın bir yolunu bulmam gerektiğini fark ettim. “Intimacy” projesi böyle başladı. Eserlerim sosyal medyada doğdu.
– Sosyal medya çok tartışılan bir alan. Olumlu yanları da var olumsuz da. Sizin için nasıl geçti süreç?
Şarkıların sıfırdan oluşma anını canlı olarak sosyal medyada reels videoları aracılığıyla paylaşan muhtemelen ilk kişilerden biriydim. Videolarımda genellikle, sadece bir fikrim veya bir temanın ipucu oluyor. Videoya tıklayanlar üzerindeki etkiyi görmek, dinleyicilerimde hangi duyguları uyandırdığını anlamak için hemen yayınlıyorum. Hem de parça henüz bitmeden. Örneğin, “Soulmate” bu şekilde yaratıldı. Müzik türümde en çok takip edilen bestecilerden/piyanistlerden biri olacağımı hiç tahmin etmiyordum. Bunun için kendimi çok şanslı ve minnettar hissediyorum.
– “Intimacy”nin video klibinde sizi ve piyanonuzu 2 bin 500 metre yükseklikte gördük. Pandemide insanlar eve girince doğa dinlenmişti. Siz sanat, doğa ve insan arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Doğa benim başlıca ilham kaynaklarımdan biri. Toskana-Emilia Alpleri’nde, Bologna ve Floransa arasında doğayla tamamen iç içe yaşıyorum. Sabahın erken saatlerinde pencereden dışarı baktığımda geyikler, tilkiler ve tavşanlar görüyorum. Çocukken doğa benim güvenli limanım, hayali arkadaşımdı. Bugün, onu müziğimle yanımda taşıyorum. Aynı zamanda ona ait olan mesajı müzikseverlere iletmeye çalışıyorum. İnsanlar genellikle doğayı düşünmeden yaşar, varlığından bihaber hareket eder, ona zarar verir ve onu yok eder. Oysa aslında her şeyi ona borçluyuzdur – biz onun bir parçasıyız.
‘Besteciler kampı eşsiz bir deneyimdi’
– Yaz sonunda Fransa’da, besteciler kampındaydınız. Kampın amacı nedir ve birbirinize fayda yarattığınız durumlar oluyor mu?
Kampın amacı katılımcılarla sanatsal bir değiş/tokuş yaşamak, insani bir değişim yaratmaktı. Yaşadığım insani ve sanatsal değişim bana çok büyük bir mutluluk verdi. Besteciler kampındaki ünlü isimlerle aramızda karşılıklı bir etkileşim var; ortak ve çağdaş bir dil konuşuyoruz. Ancak herbirimizin benzersiz bir kişiliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Hepimiz güçlü sanatsal karizmaya sahip bestecileriz ve bu, bestelerimize ve ses seçimlerimize yansıyor. Bence bizi farklı kılan tam da budur.
– Ve son olarak…Türkiye’ye ne zaman gelip konser vereceksiniz?
Türkiye’de sahne almak için sabırsızlanıyorum. Orada büyük bir takipçi kitlem olduğunu biliyorum. Kim bilir, belki 2025 bunu da getirir!
More Stories
Hamdi Alkan, Kızılcık Şerbeti’ne katıldı: Hangi rolü canlandıracak?
Türk bilim kurgu ABD turunda
“Yankı ve Yansı Arasında Anadolu Kadınları” sergisi Malatya’da açıldı