Welcome to Our Website

Uzmanlar büyüme verisini değerlendirdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023’e ilişkin üretim yöntemiyle hesaplanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 4,5, 2023’ün son çeyreğinde de yüzde 4 büyüme kaydetti.

AA Finans analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, büyüme trendinin gücüne ilişkin göstergelerin güçlenmeye işaret ettiğini söyledi.

Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH’yi son çeyrekte inşaat ve finans sektörünün yukarı çektiğini ifade eden Bürümcekçi, “Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verilerine göre, son çeyrekte özel ve kamu tüketimi ile yatırım harcamaları büyümeyi yukarı çekerken, net dış talep ve stok azalışı ise olumsuz etkiledi.” dedi.

“Makine-teçhizat yatırımları son 17 çeyrektir üst üste yükseliş göstermiş durumda”

Gayrisafi sabit sermaye oluşumu ayrıntılarına bakıldığında yatırımların makine-teçhizat ayağında yükselmeye devam ettiğinin, inşaat yatırımlarının da toparlanmayı sürdürdüğünün görüldüğünü aktaran Bürümcekçi, “Bilindiği gibi, yeni GSYH serisinde yatırımların özel ve kamu ayrımı açıklanmıyor. Buna karşılık inşaat ve makine-teçhizat ayrımı açıklanıyor. Söz konusu çeyrekte inşaat yatırımlarında yüzde 7,5 artış ile toparlanma eğilimi devam ederken, makine-teçhizat yatırımları da yüzde 14 ile belirgin artış kaydetmiş durumda. Özel yatırımların göstergesi olan makine-teçhizat yatırımları böylece son 17 çeyrektir üst üste yükseliş göstermiş durumda.” değerlendirmesinde bulundu.

Bürümcekçi, büyümede ileriki dönem görünümü ele alındığında öncü sinyallerin milli gelir büyümesinin ilk çeyrekte toparlanma gösterdiğine işaret ettiğini söyledi.

Küresel aktivitenin yeni yılla birlikte toparlanma eğilimine girmesinin geçen yıl büyümeyi aşağı çeken dış talepte güçlenmeye işaret ettiğini vurgulayan Bürümcekçi, şunları kaydetti:

“Yurt içinde finansal koşulların belirgin sıkılaşmasına karşılık, ilk çeyrekte gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde enflasyonist beklentilerin talebi öne çekerek görece canlı tutması nedeni ile büyüme eğiliminin ilk çeyrekte gücünü koruduğunu ve çeyreklik büyümenin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Dolayısı ile seçim sonrası uygulanacak politikalara yönelik belirsizliğe rağmen para politikası ve makro ihtiyati politikalarda sıkılaşmanın büyümeyi tekrar yavaşlama eğilimine geçirmesini ancak maliye politikasında olası genişlemeci etkileri de dikkate alarak milli gelir büyümesini yüzde 3,5 ile OVP tahmini olan yüzde 4’ün sınırlı boyutta altına yavaşlatmasını daha olası görüyoruz.”

“Ülke ekonomisi, finans ve sigortacılık alanında güçlü performans sergiledi”

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baki Atılal da ülke ekonomisinin finans ve sigortacılık alanında güçlü performans sergilediğini ifade ederek, inşaatta toparlanmanın yanında sanayide ve tarımda kısmen zayıflama görüldüğünü dile getirdi.

Atılal, sanayi yatırımlarının yanı sıra ihracatın da artırılması gerektiğini belirterek, büyümenin enflasyon etkisinden uzaklaştırılması gerektiğini ve enflasyondaki kazanımların etkisinin de gecikmemesinin önemli olduğunu aktardı.

Dördüncü çeyrekteki büyümenin yüzde 4 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatan Atılal, “Dördüncü çeyrekte büyümeye büyük ölçüde iç talepten pozitif katkı gelirken, net dış talepten ise negatif katkı geldiğini görüyoruz. Yatırımlarda ise bir önceki çeyrekteki yüzde 4,9 büyüme ardından geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,8 minimal artış ve tarımda yüzde 0,2 küçülme görmekteyiz.” dedi

Atılal, enflasyonla mücadele kapsamında büyüme verilerinin kompozisyonunda bir parça iyileşme görüldüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“İlk verilere göre 2024’ün ilk çeyreğinde tüketim tarafından yeterli daralma görülmemesi büyümeye olumlu katkı yapacak gibi. Bu da söz konusu dönemde ücret zamlarının da etkisiyle güçlü bir büyüme elde etmemizi sağlayacaktır. Bu da enflasyondaki kazanımların etkisinin kısmen gecikmesine neden oluyor. Ancak normalleşme adımlarının etkisinin 6 aylık sürede görülmesi, yılın ikinci çeyreğinde bu etkinin daha fazla hissedilmesine imkan sağlayacaktır.”

Pariterium Danışmanlık Kurucusu Dr. İsmet Demirkol da büyümenin üçüncü çeyreğe ve yıllık bazda 2022’ye göre yavaşlamasının sebebinin Avro Bölgesi’nin resesyona girmesi olduğunu belirtti.

Türkiye’deki ihracatın ağırlıklı olarak Avro Bölgesi’ne yapıldığını vurgulayan Demirkol, Avro Bölgesi’nde geçen yıl resesyonun söz konusu olması nedeniyle Türkiye’nin büyümesinin aşağı yönlü etkilediğini ifade etti.

Büyümede tüketim tarafının en büyük itici güç olduğunu söyleyen Demirkol, turizm gelirlerinin de büyümeye olumlu katkı sağladığını kaydetti.

Demirkol, “2024 senesinde dünyada resesyonun biraz daha arttığı bir süreçte Türkiye de özellikle ihracatta yeni pazarlara yönelmesi, kilogram başına ihracatını artırması, doğrudan yabancı yatırımları daha fazla çekmesi durumunda OVP’de uyumlu süreci yakalayabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir